Ekonomik Kriz Mi O!
Ekonomik kriz söylemeleri gün
geçtikçe dillerde söylenip duruyor. Sosyal medya, gazeteler, televizyonlarda
konuşuluyor. Nedir bu ekonomik kriz, gerçekten ekonomik bir krizde miyiz
istatistikler, örnekler ve daha fazlasını aşağıda bulabilirsiniz.
İlk önce şöyle bir giriş yapalım: Ekonomik kriz nedir?
Ekonominin
temel yapı taşlarını oluşturan mal, hizmet, üretim ve döviz fiyatları baz
alınarak kabul edilebilir seviyelerin üstünde şiddetli dalgalanmaların
oluşmasına ekonomik kriz
denmektedir.
İstatistikler Ne Durumda
İstatistikler
ekonomi hakkında pek çok şeyi bizlere aktarabiliyorlar lakin tek bir istatistik
verisinin her şeyi yansıttığını söylemek hata olur. Aynı zamanda verilerin
birbirine etkilerini ve karşılaştırmalarını yapmak ve tezatlık var mı incelemek
gerekebiliyor. Ama yine de bize bir bakış açısı sunabiliyorlar.
İlk olarak
dış borç ne alemde, bize neyi ifade ediyor buna göz atalım. Dış borç fon
fazlası bulunan ekonomilerden alınan döviz cinsinden yapılan borçlanmaya
denmektedir. Bu borçlanma da devletler arası, IMF, Dünya bankası, tahvil
karşılığı ve yabancı bankalar aracılığı ile gerçekleşiyor.
Yukarıda 2018 yılı dış borcu var. Yıllara göre dış borca brüt olarak bakmak gerekirse:
2018 yılı brüt dış borç: 458 Milyar Dolar
2016 yılı brüt dış borç: 405 Milyar
Dolar
2010 yılı brüt dış borç: 290 Milyar
Dolar
Yıllar geçtikçe artan dış borç arttığı gözlemleniyor.
Ekonomide
diğer bir kriter olarak da cari açığa incelenebilir. Cari açık ise en kaba
tabir ile dış ticaret açığı olarak söyleyebiliriz. Yani ortaya çıkan
ticaretteki dengesizlik, tüketim ve üretim arasındaki boşluk olarak ifade
edebiliriz. Aslında daha kapsamlı bir terim olan cari açık değerlendirme olarak
bu bakış açısı ile incelenebilir.
2010 yılı cari açığı 48 milyar dolar
2016 yılı cari açığı 32 milyar dolar
2017 yılı cari açığı 47 milyar dolar
dır.
Bu istatiksel verilere göre de tüketim ve üretimimiz arasındaki tutarsızlığı anlayabiliriz.
Ekonomiyi
değerlendirme kriterlerinden bir diğeri de Gayri Safi Milli Hasıladır.
GSMH 2010 yılında
%9,2 artış göstermiştir. 2017 yılında ise %7,4 artış göstermiştir. Milli
hasılada oluşan artışlar aslında tam olarak refah düzeyinde artış manasına
gelmemektedir. Bunu Dünya çapında değerlendirmesini yapmak için “İnsani Gelişme
Endeksi” ne bakabiliriz. İGM değerlendirmesi gelir, sağlıklı yaşam süresi ve
eğitim odaklı belirlenmektedir. Bu istatistikler içinde
Türkiye:
Türkiye:
2010 yılında 169 ülke arasında 83. Sırada
2015 yılında ise 188 ülke arasında
72. Sıradadır.
Bu durumda bize gösteriyor ki ülke olarak daha pek çok şey yapmamız gerekiyor.
Ekonomik
durum hakkında değerlendirme yapılacaksa enflasyon ve işsizlik gibi çokça
duyulan terimlere yer verilmezse hata etmiş oluruz. Enflasyon; fiyatlar genel
düzeyindeki artış veya yaşam pahalılığı olarak düşünülebilir. Enflasyon, faiz
oranları ve işsizlik arasında bir bağ vardır. Yüksek enflasyon yaşam kalitesini
düşürebilir.
2018 Nisan Ayı Enflasyon, TÜFE ve ÜFE Oranlarının Ayrıntıları:
TÜFE: Tüketici
fiyat endeksi (TÜFE) aylık %1,87 arttı
TÜFE’de (2003=100) 2018 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %1,87, bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,69, bir önceki yılın aynı ayına göre %10,85 ve on iki aylık ortalamalara göre %11,06 artış gerçekleşti.
TÜFE’de (2003=100) 2018 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %1,87, bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,69, bir önceki yılın aynı ayına göre %10,85 ve on iki aylık ortalamalara göre %11,06 artış gerçekleşti.
İşsizlik ise
bir diğer ülke sorunumuz olarak başı çekmektedir. Yıllar geçtikçe azalma
gösterse de yeterli seviyelerde ne yazık ki değil. Son açıklanan verilere göre “Türkiye
genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Şubat döneminde
geçen yılın aynı dönemine göre 546 bin kişi azalarak 3 milyon 354 bin kişi
oldu. İşsizlik oranı 2 puanlık azalış ile %10,6 seviyesinde gerçekleşti. Aynı
dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 2,3 puanlık azalış ile %12,5 olarak tahmin
edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4,3 puanlık azalış ile %19
olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 2 puanlık azalış ile %10,9 olarak gerçekleşti.”
Büyük bir genç nüfusa sahip olan ülkemiz bu açıdan bazı problemler
yaşamaktadır.
Döviz Aldı Başını Gidiyor
Döviz son dönemlerde rekor üzerine
rekor kırmaya devam ediyor. Ani iniş çıkışların olması da piyasaya güveni
azaltması ve ekonomik kriz yaratması beklenen bir durum. Zaten yukarıda
anlattığımız ekonomik değerlendirme kriterleri ve döviz göz önüne alındığında ekonomik kriz sürecinde olduğumuzu
söylersek yanılmış olmayız.
Son 1 ay dolar kurulundaki değişim. |
Son 1 ay incelendiğinde bu grafik ile
karşı karşıyayız. Geçtiğimiz gün dolar 4.80 i gördü ve sosyal medya adeta
çalkalandı. Bu da bir ekonomik kriz
göstergesi. Dolar gündemde daha çok gözükse de bir de Euro gerçeği var. Euro da
bir hayli değer kazandı ya da Türk Lirası değer kaybetti. Aslında bunu daha
detaylı bir inceleme ile anlaşılabilir. Çünkü birinin değer kazanması bir diğerinin
değer kaybetmesi manasına gelmiyor. Yani ya Türk Lirası dolar karşısında eriyor
değersizleşiyor ya da Dolar değerine değer katıyor. Takdir sizlerin.
Neden Bu Durumdayız
İktisadi sistem bir devletin olmazsa
olmazlarındandır. İktisadi sistem içerisinde iktisadi büyüme, istikrarlı
fiyatlar genel düzeyi, düşük oranlı işsizliği barındırır. İktisadi sistemi
gerçekleştirmeyenler ise birçok sorun ile karşı karşıya kalırlar. Yatırımlar,
varlık fonları, borç dengeleri, istihdam hamleleri ve tarım, sanayi destekleri
adına doğru hamlelerin yapılmaması ülkeleri sıkıntıya sokabilir.
Bir zamanlar bir siyasetçinin ağızından şu
cümleler dökülmüştü:
“Şimdi tabi bizde bir adet var. Ülkede
başımıza bir şey geldiği zaman hemen dış kuvvetler deriz, dış güçler deriz,
yabancılar deriz şu deriz bu deriz, bazen onlara isimlerde buluruz. Ve bunların
sebebi ile ayağa kalkamıyoruz, birliğimiz beraberliğimiz bozuluyor filan ya bu
doğru da olabilir. Ancak ben buna katılmıyorum. Eğer sizin bünyeniz sağlam ise hiçbir
virüs size zarar veremez”
İşte aynen bu sözleri söylemişti. İşte
aynen bu sözlerin arkasında durulması gerekiyor ki hiçbir mana bulunmadan bu
sorunların altından kalkılabilsin.
Bizim bu durumumuz yani ekonomik kriz söylentileri sadece ülke
içi değil Dünya çapında değerlendirmek gerekirse yalnız değiliz. Farklı
ülkelerde de bunalımlar mevcut. Lakin önemli olan buradan sıyrılmak. Fed
tarafından yapılan açıklamalar, ABD-Çin ticaret savaşı, politik durumlar,
uluslararası tutumlar ekonomiyi etkilemekte. Doların bu artışından etkilenen yalnız
biz değiliz lakin en fazla etkilenen ikinci ülkeyiz.
OCAK-MAYIS DEĞER KAYBI |
Türk Lirasinin böylece büyük bir değer
kaybı yaşadığını görüyoruz. Bunda erken seçimde etkili olmuş olabilir, politik
hamlelerde olabilir kısacası pek çok parametre mevcut.
Ekonomik kriz geldi mi geliyor mu yoksa bunlar bir hayal mi
zaman ya gözümüze sokarak belli edecek ya da …
Not: İstatistik verileri TÜİK, TCMB ve haber ajanslarından alınmıştır.
Not: İstatistik verileri TÜİK, TCMB ve haber ajanslarından alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder